Powered by Blogger.

Kural mı? Ha? Ne dedin? Alo alo?

Ankara'yı bilenler için belki daha anlamlı olacak ama şimdi bahsedeceğim kavşağın memleketin dört bir yanında bir çok örneği olduğundan eminim. Neden peki? Sözüm meclisten dışarı memlekette mal gırla çünkü!

İlker 1. cadde ile Sinan caddesinin kesiştiği noktada sözüm ona bir trafik lambası var. Hani kırmızı yanıyor duruyoruz, falan! Tanıdık geldi mi? Bir çoğuna gelmiyor nedense! O direkleri dekor olsun diye mi dikmişler oraya!



Özellikle dolmuş şoförleri mallıkta tavan yapmış durumda. Orada bekleyen onca insan eğlence olsun diye bekliyor sanırım. Yan tarafta halay çekiyoruz -10 derecede. Tabi dolmuşçuların eğlenceye vakti yok. Ucu viraj olan ve caddeye dönenin onları görmeyeceğini hiç düşünmeden, karşı istikamete geçip, devam etmekte hiç sakınca görmüyorlar. Bu sabah ışık yeşile döndüğünde ben sola dönmeye çalışırken, ışığın yeşil yanacağını hesap etmeden hızla arka solumdan gelip sağa dönmeye çalışan öküz gibi!

Kırmızı mı? Te heeeyyyy!

En ilginci bu sabah arkamdaki Tofaş Şahin'in kırmızıda durduğum için sinirlenip, gitmem için korna çalmasıydı.

Hepinizi her sabah polise şikayet ediyorum. Umarım ilerde çeviriyorlardır. Şikayet etmeyede devam edeceğim, siz insan olduğunuzu hatırlayıp (ki hala şüphem var) insan gibi davranana kadar.

İsteyen buyursun üzerine alınsın. Alınıyorsanız, aynı öküzlüğü siz de yapıyorsunuz. Alınma duygusu aslında bir utanmaya neden olduğu için çıkar ortaya. Umarım utanıp daha duyarlı davranırsınız. O kavşakta karşıdan karşıya geçmeye çalışan çocuklar, yaşlılar ve yayalarda var.

Hepsinden de geçtim, günümüzde madem herkes sevgili devletimiz önderliğinde çok dindar, yayaların, diğer araçların haklarını ihlal ediyorsunuz. Umarım cehennemde yanarsınız!

Çocuklarımızın daha uygar bir memlekette yaşaması ümidiyle!



Not: Evet üşenmedim, dün sabah kenara çekip bekledim.


Sonradan gelen edit:

Malum bu kırmızı ışıkta sağa dönüş olayının pratik olduğunu savunacak kankalar çıkacaktır ortaya (sola da dönüyorsunuz ya!!). Öncelikle siz kendinizi vahşi batıda kovboy sansanızda, biz Amerika'da yaşamıyoruz gençler!

Sonrasında buyrun, kurallardan alıntıdır:



Işıklı trafik işaret cihazları varsa:

  • Kavşağa yaklaşıldığını gösteren trafik işaret levhası görüldüğünde, sağa dönüş işareti verilir. 
  • Sağımızdaki ve arkamızdaki trafik kontrol edilerek, olabildiğince sağa yanaşılır. Hız azaltılır.
  • Kavşağa gelindiğinde kırmızı ışık yanıyor ve aksine hiç bir işaret yoksa, "hiç bir yöne hareket edilemez" kuralı anımsanarak, "Dur çizgisi"nin önünde durulur. 
  • Kırmızı ile birlikte sarı ışığın yanması, yolun birkaç saniye sonra trafiğe açılacağını belirtir. Bu durumda harekete hazırlanılır; ancak, kesinlikle hareket edilmez (sarıda feryat figan kornaya asılanlara selam ederim!). 
  • Kırmızı ve sarı ışık sönerken, yeşil ışık yanınca, harekete geçilerek, dar bir kavisle dönüşe başlanır. Dönüş sırasında, varsa, kurallara uygun olarak karşıya geçen yayalara ve bisiklet yolundan geçen bisikletlilere ilk geçiş hakkı verilir.

En son olarak da eklemeden geçemeyeceğim: Kurallara uymak sizi insanlıktan çıkarmaz aksine, insan olursunuz, duyarlı olursunuz.

Bir de trafikte kadınları sıkıştırmayın. Başkaları da sizin eşinizi, annenizi, kardeşinizi, kızınızı sıkıştırıyor hatırlayın! (Kadınların toplumdaki yerine ve çektiği cefalara olan sitemlerimi başka bir yazıda edeceğim).

Tekrardan, bir gün üstün medeniyet seviyesinde yaşayabilmek dileğiyle!

2 comments

  1. dolmuşçular her şehir de aynı galiba buradan bunu çıkardım.Ah sen bir İstanbul'un halini görsen

    ReplyDelete